29 Ağu 2012

Meğer ırkçılar da mağdurmuş!

Bundan tam 20 yıl önce Rostock'ta, yüzlerce ırkçıdan oluşan bir güruh, binlerce kişinin alkışları eşliğinde ilticacıların kaldığı bir binanın önünde linç gösterisi sundu. Siyasi iktidarın izlemekle yetindiği, polisin doğru dürüst müdahale etmediği bu pogrom gösterisinde, binayı ablukaya alan (ve ateşe veren) ırkçılar değil, ilticacılar otobüslere bindirilip götürüldü. 'Zafer', ırkçıların ve iltica hakkını temel hak olarak ortadan kaldırmayı amaçlayan siyasilerin oldu.
Bu ırkçılık gösterisinin 20. yıldönümü vesilesiyle pazar günü Rostock'ta anma etkinliği düzenlendi. Etkinlikte, kendisi de Rostocklu olan Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck konuşma yaptı.
Megalomani ("kişinin, kendisine gerçekle uyuşmayan üstün nitelikler yakıştırması"), siyasi 'lider'ler arasında oldukça yaygın bir hastalıktır. Kendilerini sosyaldemokrat sanan SPD ile Yeşiller'in adayı olarak cumhurbaşkanı seçilen
Gauck da, kendini memleketin en büyük özgürlük, demokrasi ve insan hakları savunucusu sanıyor, oysa en büyük kutsalı da (Batı kapitalist) devlettir (Kendisi bunu çelişki olarak görmüyor tabii).
Kendini anlatmaya pek sevdalı bu cumhurbaşkanının Rostock anmasındaki konuşması, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Öyle ki "geçmiş"te yaşanmış bir olay olarak gördüğü Rostock pogromunun nasıl mümkün olduğunu sorgularken, ırkçıları "olumsuz koşulların mağdurları" olarak isimlendirerek, meşru göstermekle kalmıyor. Konuşmasında Rostock pogromunu "ırkçılık" veya "faşizm" olarak isimlendiremeyen Gauck'a göre, bu tür olayların bir daha yaşanmamasının yegane teminatı 'güçlü devlet'tir!
Bir noktaya daha dikkat çekmekte fayda vardır. Gauck, 22 kez "ben" dediği konuşmasında, tabii ki sık sık "biz" de diyor. Ama onun bahsettiği "biz", hepimizden oluşan bir biz değil. Kendi ifadelerine bakalım: "Yabancı olana karşı korku, bizim içimizde derinden kök salmış. (...) Kriz zamanlarında (...) korku hızla büyür. O zaman yabancılar tehdit haline gelir ve korku bizi nefrete kadar yönlendirir." Yani Gauck'un "biz" dediği, yabancı olmayanlar, göçmen olmayanlar, dolayısıyla Alman olanlardır. Konuşmasının devamında, Doğu Almanya'da yabancı düşmanlığı ve ırkçılığın daha yaygın olduğu yöndeki iddiayı, hem savunuyor hem de kendince bunu izah ediyor. Meğer Sovyetler zamanında Doğu Almanya'da fazla yabancı olmadığından insanlar göçmenlerle birlikte yaşamaya alışkın değilmiş. Dolayısıyla bugünkü ırkçılığın sorumlusu da eski Doğu Almanya devleti. Diğer sorumlusu da, insanların içinde korku yaratan "yabancılar". Anladık biz onu...
Unutmadan; kendini hep özgürlük mücadelesi ile öven eski papaz Gauck,  Rostock pogromu yaşandığında bir açıklama dahi yapmadı. Ne o linçe karşı faşistleri protesto ederken polislerce gözaltına alınan antifaşistler arasında yer aldı ne de kiliselerin düzenlediği kınama etkinliklerine katıldı.
* * *
Gauck'a kalsa Rostock'la doğrudan alakası olmayan Neonazi cinayetleri skandalındaki rolü nedeniyle gündemleşen Alman iç istihbarat örgütü Verfassungsschutz, aynı şeyin tekrarlanmaması için çözümü bulmuş! "Derinleştirilmiş İşbirliği" adı altında, eyaletlerdeki iç istihbarat birimlerinin topladığı bütün bilgilerin merkeze aktarılması öngörülüyormuş. Eyaletlerle merkez arasındaki işleyiş yeniden düzenlenecekmiş. Ama bizim içimiz rahat olabilir, sol örgüt/aktivistlere karşı istihbarat takibinde değişen bir şey olmayacakmış...
* * *
Protesto gösterilerini şiddetle bastırmakta pek ünlü Beyaz Rus özel kuvvetlerinin, Alman polislerce eğitildiği ortaya çıktı. Hatta pratik yapılması için Minsk'ten coplu misafirler, 2010'daki Castor nükleer atıp nakliyatı protestolarına davet edilmiş. Geçen günlerde ayrıca, 2008-2011 yılları arasındaki işbirliğin eğitimle sınırlı kalmadığı, teknik malzeme yanı sıra polis donanımı (kask, kalkan ve cop) da sağlandığı da haber konusu oldu. Alman hükümeti, göstericilerin nasıl daha iyi etkisiz hale getirilebileceği konusunda eğitim verilmiş olmasına değil de, Beyaz Ruslara cop verildiği yöndeki haberlere bozulmuş olmalı ki İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, açıklama yaparak teknik malzemelerin aktarıldığını ama cop verildiği haberinin doğru olmadığını söyledi. Cop verilmemişse sorun yok, öyle mi?!

http://www.yeniozgurpolitika.org/index.php?rupel=nivis&id=2368

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder